Günümüzde birçok insanda sağlıklı ve beyaz bir gülüşe sahip olma kaygısı hakimdir. Kişiler, toplumsal estetik algısına göre dişlerinin daha sağlıklı olabilmesini istediği için beyaz renkli olması gerektiğini savunurlar. Bu nedenle son yıllarda diş beyazlatma uygulamaları, bir hayli talep görmektedir. Diş beyazlatma konusunda doğru ve etkili bir tedavi alabilmek için mutlaka belirli konulara da dikkat etmek gerekiyor. Tedaviden önce kişisel farklılıkların, işlem gerekliliklerinin ve cerrah deneyiminin göz önüne alınması da şarttır.
Dişer, günlük hayatta pek çok farklı nedenden sararıp koyulaşarak belirli renk değişimleri geçirebilirler. Bu durum, dişlerde istenmeyen bir görünüme neden olduğundan diş beyazlatma işlemleri de popüler bir hal almaktadır. Dişlerin estetik yöntem güzel ve sağlıklı görüne bilmesini ve diş renginin beyaza en yakın hale gelmesini sağlayan uygulamalara diş beyazlatma işlemleri adı verilir.
Diş beyazlatma, çoğunlukla kliniklerde profesyonel tekniklerle uygulanan bir işlem olduğu gibi temin edilen diş macunları ve çeşitli kimyasallarla da gerçekleştirilebilmektedir. Bu noktada her bir yöntem, kendine göre çeşitli uygulanış etkinliği ve etki barındırmaktadır. Bu nedenle her hasta için önerilen diş beyazlatma uygulaması da farklılık gösterecektir.
Son zamanlarda düzensiz beslenme alışkanlıklarıyla birlikte dişlerin neden sarardığı konusu da sıklıkla araştırılmaktadır. Dişler, doğal renklerini farklı şekillerde kaybedebilmekte ve kişilerde estetik kaygılar oluşturabilmektedirler. Bu süreç, genellikle beslenme kaynaklı olarak görülmektedir.
Dişlerin sararmasına neden olan en önemli nedenler arasında kahve, çay, gıda boyası ve sigara gibi kötü kimyasallar içeren unsurların sık kullanılması gösterilmektedir. Bu unsurlar, dişlerde kısa sürede sararma ve koyulaşma görülmesine neden olur. Bu nedenlerle oluşan diş renk değişikliklerinde diş yüzeyini doğrudan hedefleyen tekniklerin tercih edilmesi daha akıllıca olacaktır.
Bunlarla birlikte diş minesinin iç kısmında gelişen ve tahribata neden olan unsurlar da sağlık sorunlarına bağlı olarak dişlerde sararma veya kararmalara neden olabilmektedir. Özellikle çocuk yaşta karşılaşılan ateşli hastalıklar, ilaç kullanımları, diş travmaları, enfeksiyonlar ve çürükler ileri dönemlerde sararmalara neden olabilmektedir.
Diş beyazlatma işlemlerinde hangi seçeneğin tercih edileceği, mutlaka hastaların ve diş hekimlerinin birlikte görüş alışverişi yaparak çözebilecekleri bir durumdur. Dişlerindeki görüntüden rahatsız olan kişiler, diş hekimlerinden evde uygulayabilecekleri basit uygulamalardan profesyonel işlemlere kadar geniş yelpazede bir öneri alabilmektedirler.
Diş beyazlatma işlemlerinde hangi uygulamaların tercih edileceğine daha çok diş renk tipi, sararmanın şiddeti, yayılış hali, tedavideki ücret, hasta yaşı, hastalıklar ve daha önceki tedaviler gibi konulara bakılarak karar verilmektedir. Bu noktada tedavi başlangıç süreciyle birlikte diş beyazlatma uygulamasının hastalar açısından bir hayli uzun zaman alabileceği de bilinmektedir. Bu nedenle diş hekimi ve hasta, diş beyazlatma sürecinde sürekli olarak koordineli olmalı ve profesyonel teknikler ele alınmalıdır.
Profesyonel diş beyazlatma yöntemleri, kliniklerde diş hekimleri tarafından ele alınan işlemlerdir. Bu işlemler, gerekli teknik bilgiyi ve teknolojik cihazları da gerektirmektedir. Günümüzde diş beyazlatma için kullanılan profesyonel yöntemler ikiye ayrılmaktadır;
Son zamanların en çok tercih edilen diş beyazlatma yöntemlerinden Bleaching, diş hekiminin karbamid peroksit veya hidrojen peroksit kullanması ile gerçekleştirilir. Bu işlem, donanımlı kliniklerde alanında uzman hekimler tarafından gerçekleştirilmektedir. Ayrıca işlemin daha çok sağlık problemleri nedeniyle ortaya çıkan içsel sararma problemleri sırasında kullanıldığı da bilinir. Çok fazla uygulandığında ise diş minesinde aşınma sorunlarına da neden olabilir.
Diş beyazlatma konusunda profesyonel olarak tercih edilen bir diğer uygulama da aparat uygulamadır. Diş hekimleri, diş beyazlatma uygulaması için kendilerine danışan hastalara özel maddeler içeren bir jel ile kaplanmış diş aparatları verirler. Bu aparatların evde 30 dakika ila 1 saat kullanılması ile dişlerin kısa sürede beyazladığı görülür.
Günümüzde alternatif tıp yöntemlerinin daha da yaygınlaşmasıyla profesyonel diş beyazlatma işlemlerinin yanı sıra evde diş beyazlatma uygulamaları da popüler olmuştur. Evde uygulanabilecek teknikler de iki farklı başlıkta incelenir;
Genellikle çay, kahve ve sigara tüketimi gibi unsurlarla ortaya çıkan sararmaları gideren diş macunları, renk değişiklikleriyle savaşan yüzey aşındırıcı partiküllerden oluştukları için kısa sürede etki gösterebilmektedirler. Fakat diş beyazlatan macunların fazla kullanımıyla birlikte diş minesinin aşınmasına bağlı farklı diş sorunları da oluşabilmektedir.
Diş beyazlatma konusunda hekimlerin uyguladıkları bir diğer profesyonel yöntem de diş beyazlatıcı bantlar olarak bilinmektedir. Diş yüzeyine günde bir – iki defa uygulanan bu bantlar, düzenli kullanımda hastalar için beyaz dişlerin adeta anahtarı olmaktadır. Üstelik bu bantların da düşük oranda hidrojen peroksit içeriği de mutlaka profesyonel olarak yapılması gerektiği bilinmektedir.
Her sağlık operasyonunda olduğu gibi diş beyazlatma işlemlerinde de belirli yan etkiler ortaya çıkabilmektedir. Bu noktada deneyimli diş hekimlerinin kontrolünde gerçekleştirilen beyazlatma işlemlerinde diş minesi üzerinde kalıcı bir problemle karşılaşılmamaktadır. Fakat internette satılan ürünler veya merdiven altı kliniklerdeki işlemler, çeşitli komplikasyonları ortaya çıkarabilmektedir. Diş beyazlatırken karşınıza çıkabilecek geçici yan etkiler şu şekilde sıralanabilmektedir;
Dişlerde su kaybı, genellikle beyazlatma işlemlerinden tam 1 hafta sonra ortaya çıkmaktadır. Bu noktada dehidrasyon olayı, dişlerdeki suyun yok olmasına neden olduğundan dişlerin daha opak beyaz görünmesine neden olacaktır. Fakat su kaybı, geçici yan etkilerden biridir ve zamanla azalarak dişler daha şeffaf ve doğal gözükmeye başlayacaktır.
Dişlerin beyazlatılmasının ardından en sık görülen yan etkilerden biridir. Soğuk veya sıcak tüketiminde dişlerin sızlamasına neden olan diş hassasiyeti, geçici bir süreyle devam edebilir. Fakat operasyondan yaklaşık 24 – 48 saat sonra dişlerdeki hassasiyetin tamamen yok olduğu görülebilmektedir.
Yumuşak doku irritasyonu, beyazlatma jelinin ağız bölgesindeki yumuşak dokulara değerek hassasiyet oluşturduğu durumdur. Bu durum, yanak veya dudak bölgelerinde hafif yanıklara da neden olabilmektedir. Geri dönüşümü yan etkilerden olan irritasyon, çoğu zaman kendiliğinden iyileşirken yanıkların oluştuğu bölgelere uygulanacak jel tedavisi de iyileşmenin daha hızlı seyredilmesine yardımcı olacaktır. Fakat beyazlatma sonrasında çok daha büyük yanıklarla karşılaşılması halinde mutlaka doktorunuza görünmenizde yarar var
Beyazlatma sürecinin ardından sıklıkla karşılaşılan yan etkilerden biri de diş minesinin sertliğinin azalması olarak bilinmektedir. Bu durum, kısa sürede tedavi altına alınabilirken kendi kendine de geçebilmektedir. Uzmanlar, hastaların florürlü diş macunlarını düzenli olarak kullanmaya devam etmeleriyle diş minesinin sertliğinin kısa bir süre sonra ilk haline döndüğünü bilimsel olarak kanıtlamışlardır.
Hedef Diş Kliniği olarak güncel ve teknolojik ekipmanlar ile, uzman kadromuzla sizlere hizmet vermekteyiz.
Popüler Tedavilerimiz
Kurumsal
Bize Ulaşın
Adres: Altınşehir, Acısu Cd. No:92/A
Ümraniye/İstanbul
Telefon: 0 216 415 25 31
E-Posta: info@hedefclinic.com
© Copyright 2024 – Hedef Diş Kliniği – Tüm hakları Saklıdır